Birleşik Krallık’ta Tudor Hanedanı döneminden kalma bir malikanede, kötü ruhlara karşı koruma sağlamak amacıyla yapıldığı düşünülen “cadı işaretleri” ortaya çıktı. Uzmanlar, 15. yüzyıla ait bu işaretlerin bu amaçla kullanıldığını vurguladılar. Efsanelere göre, malikanede dolaşan hayalet hala huzur bulamamış durumda! Birleşik Krallık’ta bulunan Gainsborough Old Hall adlı 15. yüzyıldan kalma malikanede, kötü ruhları uzak tutmak için kullanıldığı düşünülen “cadı işaretleri” keşfedildi.
English Heritage’s yıllardır fark etmediği izlerin, kötü ruhlara karşı koruma sağladığına inanılan işaretler olduğunu keşfeden gönüllülerinden Rick Berry, işaretlerin işlevini açıkladı. English Heritage, Cadılar Bayramı’ndan iki gün önce, Gainsborough Old Hall’da yaklaşık 20 farklı işaretin bulunduğunu sosyal medya hesapları üzerinden duyurdu.
Bu işaretler arasında, kötü ruhları hapsettiği düşünülen daireler, Meryem Ana’nın korumasını çağıran üst üste kazınmış V harfleri ve 5 köşeli yıldızlar yer alıyor. Bulunan semboller sadece koruma amaçlı olmayabilir; malikanenin eski sahibi olan tüccar William Hickman’ın kötü ünü, bazı işaretlerin lanetleme amacı taşıdığını gösterebilir.
Hickman’ın adı kimi işaretlerde ters yazılmış; o dönemde ters yazmanın lanetlenme anlamına geldiği biliniyor. English Heritage koleksiyon şefi Kevin Booth, bu tarihi yapıların sakladığı sırların hayranlık uyandırıcı olduğunu belirtti. Gainsborough Old Hall’daki semboller, evin karanlık geçmişine ışık tutuyor,” diyor. Booth’a göre, malikanede sevgi, koruma ve inanç sembolleri olduğu kadar lanetlerle ilgili bir hikaye de bulunmaktadır.
Gainsborough Old Hall, sadece “cadı işaretleri” ile değil, içindeki hayalet hikayesiyle de yerel halk arasında efsanevi bir duruma gelmiştir. Malikanenin kurucusu Sör II. Thomas Burgh’un kızı Elizabeth’in trajik hikayesi, malikanede dolaşan hayalet hikayesinin merkezinde yer alır.
Elizabeth’in ruhunun hala malikanede dolaştığı ve bazı ziyaretçilerin onu gördüğünü iddia ettiği söylenmektedir. Uzmanlar ise, malikanedeki bulguların doğaüstü güçlerle değil, insani içgüdülerle ilişkili olduğunu savunmaktadır.