İklim değişikliği raporu: 65 yaş üstü sıcağa bağlı ölümler rekor seviyeye ulaştı
Dünyanın dört bir yanında hızla değişen iklim, insan sağlığına yönelik tehditlerin rekor düzeyde arttığını gösteriyor. 65 yaş üstü bireyler arasında sıcağa bağlı ölümler, geçen yıl 1990’lardaki rakamlara kıyasla %167 gibi rekor bir artışla gerçekleşti.
WHO ve WMO gibi kuruluşlarla işbirliği içinde hazırlanan Lancet Sağlık ve İklim Değişikliği 2024 Raporu, 57 akademik kurum ve BM dahil 122 uzmanın çalışmasını içeriyor. Küresel veriler, iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki tehditlerini izleyen 15 göstergenin 10’unun yeni rekorlara ulaştığını ortaya koydu.
65 YAŞ ÜSTÜ SICAĞA BAĞLI ÖLÜMLERDE REKOR ARTIŞ 2023 yılı, kalıcı kuraklıklarla, ölümcül sıcak hava dalgalarıyla, yıkıcı orman yangınlarıyla, fırtınalarla ve sellerle insanların sağlığı, yaşamı ve geçim kaynakları üzerinde büyük etkilere yol açarak tarihe en sıcak yıl olarak geçti.
Geçen yıl insanlar, normalin üzerinde 50 gün daha fazla aşırı sıcaklığa maruz kaldı, aşırı kuraklık küresel karasal alanların %48’ini etkiledi. 65 yaş üstü kişilerde sıcak hava nedeniyle meydana gelen ölümler, 1990’lardaki seviyelere göre %167 artarak rekor seviyeye ulaştı. Dünya çapında insanlar, hafif açık hava egzersizleri yaparken rekor düzeyde ısı strese maruz kalırken, artan sıcaklıkların 512 milyar potansiyel iş gücü kaybına yol açtığı görüldü. Bu kayıp, 1990-1999 ortalamasına göre %49 artışa ve 835 milyar dolar ekonomik kayba denk geliyor.
5 MİLYONUN ÜZERİNDE DANG VAKASI RAPOR EDİLDİ Son 10 yılda, küresel karasal alanın %61’inde 1961-1990 ortalamasına kıyasla aşırı yağış olaylarında artış gözlendi. Bu durum sel, bulaşıcı hastalıklar ve su kirliliği risklerini artırdı. Benzer şekilde, daha sık görülen sıcak hava dalgaları ve kuraklıklar, 2022’de 124 ülkede 151 milyondan fazla insanın şiddetli gıda güvensizliği yaşamasına neden oldu. Bu durum, aşırı hava olaylarından kaynaklanan ekonomik kayıpların 2019-2023 arasında yıllık 227 milyar doları bulduğu tahmin edilmektedir. Hızla değişen iklim, sivrisinekler aracılığıyla yayılan ölümcül bulaşıcı hastalıkların iklimsel olarak daha uygun hale gelmesine neden oldu. Geçen yıl, 80’den fazla ülkede tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 5 milyonun üzerinde dang vakası rapor edildi.
Rapordaki yeni ve güncellenmiş verilere göre, hükümetler ve şirketlerin fosil yakıtlara olan bağımlılıklarının emisyonları tarih boyunca görülen en yüksek seviyelere ulaştı ve dünya genelinde insanların hayatta kalma ihtimallerini azalttı.
Enerji sektöründen kaynaklanan karbondioksit emisyonları da geçen yıl %1,1 artarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.
TÜRKİYE’DEKİ ETKİLER Türkiye’de 2014-2023 döneminde, her bir bebek ve 65 yaş üstü yetişkin yılda sırasıyla ortalama 14,8 gün ve 13,7 gün aşırı sıcaklıkla karşılaştı. Sadece 2023’te, aynı gruplar sırasıyla 24,8 gün ve 21,9 gün sıcak hava dalgası yaşadı. Geçen yıl yaşanan aşırı sıcaklıklar nedeniyle 471 milyon iş saati kaybedildi ve bu, 1990-1999 dönemine kıyasla %14 artış anlamına geliyor. İş gücü kapasitesinin azalmasından kaynaklanan potansiyel gelir kaybı tahmini ise 846 milyon dolar. Türkiye’de, 2019-2023 döneminde her yıl, ülkenin yüz ölçümünün %82,7’si en az bir ay, %43,3’ü en az üç ay ve %11,7’si en az altı ay kuraklıkla karşı karşıya kaldı.
“BU YILKİ ENVANTER, EN ENDİŞE VERİCİ BULGULARI ORTAYA KOYDU” Lancet Countdown İcra Direktörü Marina Romanello, bu yılki verilerin, iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki ciddi etkilerini net biçimde gösterdiğini vurguladı. Romanello, “Fosil yakıtlara karşı alınmayan önlemler, sağlık üzerindeki tehditleri daha da artırarak sağlıklı bir geleceği daha da uzak hale getiriyor.” dedi.
“SAĞLIK, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKASININ ÖNÜNE YERLEŞTİRİLMELİ” Romanello, finansal kaynakların fosil yakıtlara değil, temiz enerjiye ve enerji verimliliğine yatırılması gerektiğini belirterek, bu durumun daha sağlıklı bir gelecek ve küresel ekonomiye katkı sağlayacağını ifade etti. Lancet Countdown Eş Başkanı Anthony Costello ise, sağlıklı ve adil bir geleceğe yol almak için ekonomik kaynakların sıfır emisyonlu bir geleceğe doğru kaydırılmasının önemini vurgulayarak, “Bunun gerçekleşmesi için finansman mekanizmaları, insan sağlığını koruyarak, sağlık eşitsizliklerini azaltarak ve en savunmasız ülkeler ve topluluklar için en yüksek sağlık kazanımlarını sağlamaya odaklanarak politikalarını şekillendirmelidir.” dedi.