Mısır’da 4 bin yıllık bir aile mezarı keşfedildi: Bir ilki!
Mısır ve Amerikalı arkeologlar, Luksor’daki Hatşepsut Tapınağı’nın yakınında, Orta Krallık dönemine ait 11 kişilik bir aile mezarı buldular. Bu bulgu, bölgede ele geçirilen ilk Orta Krallık mezarına işaret etmektedir. Arkeologlar, yaklaşık 4 bin yıl öncesine ait, türünün ilk örneği olan bir antik Mısır mezarı gün yüzüne çıkardılar.
Mısır ve Amerikalı arkeologlar, Luksor’daki Hatşepsut Tapınağı’nın yakınında, Orta Krallık dönemine ait 11 kişilik bir aile mezarı keşfettiler.
Bilim insanları, 12. ve 13. Hanedanlık döneminde nesiller boyunca kullanılan bir aile mezarlığı olduğunu belirtti. Bu keşif, MÖ 1938’den MÖ 1630’a kadar uzanan Orta Krallık dönemine ait bölgede keşfedilen ilk mezar olma özelliğini taşımaktadır.
Güney Asasif Koruma Projesi’nde bulunan Amerikalı ve Mısırlı araştırmacılar, cesetlerin yan yana tahta tabutlara yerleştirildiğini ve başlarının farklı yönlere baktığını belirtti. Zamanla mezarlar seller ve yağışlar tarafından hasar görmüş olmasına rağmen, araştırmacılar, kolye ve su aygırı başlı muskası gibi mücevher eşyaların hala sağlam olduğunu keşfettiler.
Hazine arasında iki bakır ayna da bulunuyordu; biri sapı lotus çiçeği şeklindeydi, diğeri üzerinde gökyüzü, kadın, doğurganlık ve aşk tanrıçası Hathor’un resmi bulunan bir aynaydı. Mezar, Luksor’daki Nil Nehri’nin batı kıyısında yer alan Hatşepsut Tapınağı’nın yanında bulundu.
Araştırmacılar, beş kadın, iki erkek ve üç çocuğa ait iskeletler tespit etti, son aile üyesinin cinsiyeti ve yaşı hala bilinmemektedir. Arkeologlar, Güney Asasif’te bulunan ve daha önce sadece MÖ 1550’den MÖ 525’e kadar olan Antik Mısır’ın 18., 22., 25. ve 26. hanedanlarına ait mezarların burada bulunmasını gözden geçirdiklerini dile getirdi.
Buluntuların döneme ait ölü gömme adetlerine ve ritüellerine ışık tutabileceğini belirten bilim insanları, çoğu mücevherin kadın mezarları arasında bulunduğunu, sadece bir kolyenin erkek mezarından çıkarıldığını belirttiler. Bu keşifler arasında dikkat çekeni, su aygırının başını çevreleyen 30 ametist ve iki akik boncuğundan oluşan kolyedir, bu kolye adamın yüksek bir konumda olduğunu göstermektedir. Su aygırı o dönemde Nil Nehri’nin gücünü temsil ettiği için son derece önemliydi ve genellikle ölenlerin öbür dünyaya geçişlerinde onları korumak amacıyla mezarlara gömülüyordu. Amerikalı ekip, antik mezar ve sakinlerinin Orta Krallık dönemi yaşantıları hakkında daha fazla ayrıntı ortaya çıkarmak için bölgede ek kazılar yapmayı planladıklarını ifade ettiler.